Çarşamba, Şubat 06, 2019

Durmak

Kafamız sürekli meşgul, hayatın bize getirdiği ve bizim bu akış içinde sürüklenmemiz nedeniyle hep bir şeyleri çözmeye, yoluna koymaya çalışıyoruz. Bazen dertlerle boğuşup bazen de geleceğe dair planlar ve adımlar atarken sürekli hareket halindeyiz. Beynimiz kafamızdaki şeyleri çözme peşinde çalışıp duruyor. Hiç durmuyoruz kalbimiz atıyor ayaklarımız ellerimiz gözlerimiz hep bir şeyler yapma peşinde. Zamanın içinde, hayat akışı içinde sürekli hareket ediyoruz. Zaman geçiyor ve biz ona yetişmeye çalışıyoruz, bazen bizim hızımıza göre zaman daha hızlı gidiyor, bazen de biz zamandan hızlı hareket ediyoruz bir şeylerin olmasını ve olgunlaşmasını beklemeden. Hiç durmuyoruz sürekli hareket eden arabalar ya da trenler gibiyiz. İstasyonları es geçip önümüzde hızla akan hayatın manzarasına bakıyoruz. Çoğu zaman görmeden bakıyoruz sadece. Görmek istesek de istemesek de hayat treni akıp gidiyor engebeli yollarda, bazen düz yollarda, mevsimler gelip geçiyor gece ve gündüz oluyor. Kafamızda sürekli değişen şeyler, düşünceler, resimler, olaylar. Çünkü hayat öyle sürekli akıyor durmamıza fırsat vermiyor.

Peki durmak gerekli mi hep hareket halinde olmak insanı sıkmaz mı? Gerçekten anların birikimi olan zamandan o anları çekip alabilir miyiz? O anın içinde durup neredeyim ben şu an nereye geldik diye kendimize etrafımıza bakınmamız gerekmez mi? Nerede olduğumuzu tartmamız, anlamamız hatta hissetmemiz için en azından durup etrafımıza bakıp nerede olduğumuzu düşünmemiz gerekmiyor mu bu sürekli akan trafik içinde. İnsan zamanın akışı içinde bazen kayboluyor bu nedenle kim olduğumuzu nereden nereye gitmekte olduğumuzu bile unutuyoruz. Benliğimiz, hislerimiz, ne isteyip ne istemediğimizi bile unutuyoruz farkında olmadan. Hayat bize durmamayı öğretti çünkü durursak düşeriz diye öğretildi. Diğer insanlar koşuyor sen de koşmalısın yoksa geride kalırsın diye öğütleniyor. Sürekli durup bir yere çakılmaktan bahsetmiyorum. İnsan durmamalı hep yenilenmeli, gelişmeli, iyiye ve doğruya bazen yürümeli bazen koşmalıyız. Ancak durmayı unutmuyor muyuz? Durup güzel bir manzarayı seyretmeyi, o anın içinde varlığımızı hissetmeyi, kim olduğumuzu neler hissettiğimizi kendimize bakıp incelememiz gerekmiyor mu? O anın içindeki anlamı hissetmek varlığımızla bütünleşmenin bize bir faydası olmaz mı? Çok bilgim olmamakla birlikte doğu inançlarında meditasyon bu amaçla yapılıyor sanırım.

Durmak güzel bir şey, durup güzelliği hissetmek, basit sandığımız çayırdaki sıradan otun bile ne kadar çok güzelliğinin olduğunu görebilmek. Sadece güzellikleri görmek ve hissetmek adına da değil içimizdeki karanlığa da durup bakabilmeliyiz. Hatalarımızla da yüzleşmeliyiz. İçimizde bir huzursuzluk varsa bunun üzerine de korkusuzca gidip nedenlerini düşünmeliyiz. İç huzur ancak içimizde bize huzursuzluk yaratan nedenlerin köküne inip nedenini arayıp bulmaktan geçiyor. Kök nedenleri bulup onlarla yüzleşip barışmadan bazen de kabul etmeden iyi olamıyoruz. İnsanın varlığının içinde hep huzursuzluk ve belirsizlik olacak muhakkak. Sıfır sorunlu bir durum söz konusu değil. Hep bilmediğimiz, çözemediğimiz şeyler olacak. Ancak mümkün mertebe bize rahatsızlık veren şeyler üzerine yoğunlaşıp onları çözerek daha iyi olabiliriz. Birbirimize deriz ya "iyi ol, kendine iyi bak" diye. Hiç bir zaman tam olarak iyi olamayız ancak iyi bakabiliriz kendimize, ya da buna uğraş verebiliriz. Uğrunda güzel şeyler olacaksa insan uğraşmalı mücadele edebilmeli. Unutmak ve görmezden gelmek de kısmi çözüm olabilir ancak bilinçaltımızda tehlikeli bir şekilde büyümeye devam ederse korkularımız ve huzursuzluklarımız daha sonradan başımıza bela olabilir. Yine de yüzleşmeliyiz tüm korkularımızla. Durmaktan nerelere gelmişim. Bu konu hakkında yazınca aklıma Bulutsuzluk Özlemi'nin Tepedeki Çimenlik şarkısı geldi. Şarkı sözleri aşağıda. Son olarak da videosunu ekliyorum.


Tepedeki Çimenlik

Tepedeki çimenlikte
Yalınayak dolaşarak,
Yemyeşille masmavinin
Ortasında uzanarak,
Hayaller kurarak,
Rüzgara savurarak,
Vazgeçmek birdenbire,
Herşeyden vazgeçmek...
Tepedeki çimenlikten
Seyreylemek şu alemi,
Küçülmüş ufacık olmuş
İnsanların alemi.
Bir buluta tutunup
Bir kuşun kanadına takılmak,
Vazgeçmek birdenbire,
Herşeyden vazgeçmek.
Sadece gökyüzü
Sadece deniz
Sadece sen ve ben
Sadece sevgi
Hepsi bu.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder